Otizm
Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir?
Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk yıllarında fark edilen karmaşık bir nöro gelişimsel farklılıktır. Otizmli bireylerin başkalarıyla iletişim kurma, etkileşimli oyunlar oynama, arkadaş edinme gibi sosyal becerilerinde akranlarına kıyasla belirgin yetersizlikler görülür.
Otizmin bir diğer özelliği tekrarlı davranışlar, takıntılar ve sıra dışı ilgilerdir. Otizmli bireylerde sallanma, parmak ucunda koşuşturma gibi tekrarlı davranışlar görülür. Stres ya da sevinç gibi yoğun duygular yaşadıkları zamanlarda bu davranışlarda artış olur. Ayrıca otizmli bireyler her şeyin alışkın oldukları biçimde ve düzende olması konusunda da takıntılı ve ısrarcı olabilmektedir.
Bu metinde otizm spektrum bozukluğu için kullanım kolaylığı nedeniyle zaman zaman otizm terimi kullanılmıştır.
"Otizm hastalık değil farkındalıktır."
Otizm Spektrum Bozukluğu
Otizm spektrum bozukluğu, günümüzde rastlanan en yaygın nöro-gelişimsel farklılıklardan biri olup, her 31 çocuktan 1’ini etkilediği kabul edilmektedir. Otizmin erkek çocuklardaki yaygınlığı kız çocuklarına göre daha fazladır.
Otizm Spektrum Bozukluğu Nasıl Sınıflandırılır?
Otizm her bireyi farklı düzeyde etkilemektedir. Kimi bireyde hafif düzeyde seyrederken, kimileri daha yoğun etkilenmiş olabilir.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nda (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders V: DSM-5) otizm (a) birinci düzey, (b) ikinci düzey ve (c) üçüncü düzey olmak üzere derecelendirilmektedir. Otizmin yoğunluk derecesi otizmli bireyin yaşamında gereksinim duyacağı destek düzeyini de belirlemektedir. Dolayısıyla birinci düzey; otizmli bireyin destek gereksinimi olduğunu, ikinci düzey yoğun destek gereksinimi olduğunu ve üçüncü düzey ise çok yoğun destek gereksinimi olduğunu ifade eder.
Birinci Düzey: Destek Gereksinimi
En hafif otizm tanısıdır. Bu tanı grubundaki otizmli çocuklar genellikle sosyal açıdan zorluk yaşarlar ve bu açıdan desteğe gereksinim duyarlar. Başkalarıyla konuşma başlatmakta güçlük çekebilir, uygun olmayan şekillerde cevap verebilir ya da ilgileri kolayca dağılabilir. Sonuç olarak yardım olmadan arkadaş edinmekte zorluk çekebilirler. Aynı zamanda esnek olmayan davranış kalıpları gösterebilirler. Değişen durumlara ve yeni ortamlara uyum sağlamakta zorlanabilirler, planlama yapmak ve organize olmak için desteğe gereksinim duyarlar..Belirtileri
- Sosyal ilişkilere ve etkinliklere karşı ilgi azlığı,
- Sosyal etkileşimleri başlatmada zorluk,
- Karşılıklı konuşmayı sürdürmekte sorunlar,
- İletişimde zorluk yaşandığını gösteren açık işaretler,
- Rutindeki değişimlere uyum sağlayamama,
- Planlama yapma ve organize olmada güçlükler.
İkinci Düzey: Yoğun Destek Gereksinimi
Birinci düzeyde duyulan destekten daha yoğun bir desteğe gereksinim duyulur. Bu tanı grubundaki otizmli çocukların sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerinde belirgin aksaklıklar görülür. Destek alsalar bile anlamlı iletişim kurma ve sürdürmede zorluk yaşayabilir ve uygun olmayan sıra dışı yanıtlar verebilirler. Kısa cümlelerle ve sadece belirli konularda konuşabilirler. Sözel olmayan iletişimde de sorunlar yaşayabilirler. Örneğin konuştukları kişilerin yüzlerine bakmayabilirler. Bu düzeyde otizm tanısı almış bireyler günlük yaşamın işlevlerini yerine getirmeyi zorlaştıracak ölçüde esnek olmayan davranış kalıpları gösterebilirler. Genellikle değişimlere uyum sağlayamaz ve böyle durumlarda yoğun stres yaşarlar.Belirtileri
- Çevrede ya da rutinindeki değişimlere uyum sağlayamama,
- Sözel ve sözel olmayan iletişimde ciddi sorunlar,
- Sıradan bir gözlemcinin kolayca fark edebileceği davranış sorunları,
- Sosyal ipuçları, etkileşim ve iletişime uygun olmayan yanıtlar verme,
- Değişim karşısında sorun yaşama,
- Çok basit cümlelerle iletişim kurma,
- Dar ve belirli ilgi alanları.
Üçüncü Düzey: Çok Yoğun Destek Gereksinimi
Üçüncü düzey en ağır otizm tanısıdır. Bu tanı grubundaki otizmli çocuklar sözel olan ve olmayan iletişimde büyük sorunlar yaşarlar. Genellikle başkalarıyla iletişim kurmaktan kaçınırlar, birine yanıt vermeleri gerekirse çok sınırlı tepki verebilirler. Davranışları esnek değildir ve çok tekrar eder. Değişimlere sert tepki verebilirler ve dikkatlerini başka yere vermelerini veya yaptıkları işi bırakmalarını gerektiren durumlarda yoğun stres yaşayabilirler. Okulda, evde ya da işte başarılı olabilmek için temel becerileri öğretebilecek devamlı bir bakıcıya gereksinim duyabilirler.Belirtileri
- Sözel olan ya da olmayan iletişimde hemen kolayca fark edilebilen sorunlar,
- Sosyal etkileşim kurma konusunda çok sınırlı istek,
- Davranış değiştirmede sorunlar,
- Çevresindeki ve rutinindeki beklenmeyen değişimlere karşı aşırı tepkide bulunma,
- Dikkati farklı bir şeye yönlendirmede büyük zorluk.
Otizm Spektrum Bozukluğunun Nedenleri Nedir?
Otizmin nedeni günümüzde hala tam olarak bilinmemektedir. Ancak çeşitli risk faktörleri (örn., çevresel faktörler) ve bu faktörlerin etkileşiminin (örn. çevresel faktörler ve genetik alt yapı) otizmin görülmesine yol açabileceği tartışılmaktadır. Otizmin nedenleri beynin yapısında ve işleyişinde farklılıklar gibi nörobiyolojik nedenler, genetik nedenler ve çevresel nedenler olmak üzere üç grupta tartışılmaktadır. Çevresel faktörler, genetik alt yapısı oluşmuş bireylerde otizm riskini artırmaktadır. Hem genetik temellerin hem de çevresel faktörlerin netleştirilmesine yönelik araştırmalar devam etmektedir.
Otizmin çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşulları ile hiçbir ilişkisi yoktur; bu nedenle otizm spektrum bozukluğunu her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır.
Otizm Spektrum Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?








Erken Tanı ve Erken Eğitimin Önemi
Otizmin tedavisi konusunda yapılan araştırmalar sonucunda en iyi tedavinin eğitim temelli uygulamalar olduğu anlaşılmıştır. Diğer tüm terapi ve tedaviler çocuğun gelişimini desteklemek için kullanılır. Bu nedenle hangi terapi ve tedavi kullanılırsa kullanılsın, bunun yanında özel eğitim şarttır.
Özel eğitimden beklenen en temel yararlar çocuğun sosyal ilişkilerinin ve iletişim becerilerinin artmasıdır. Sunulan özel eğitim hizmetlerinin yoğun ve kesintisiz olması da büyük önem taşır. Yoğunluk haftada en az 20 saat anlamına gelirken, kesintisizlik olarak kastedilen yılda 12 aydır.
Erken tanı ve doğru eğitim, özellikle 3 yaşından önce alınan yoğun özel eğitim, çocuğun gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Erken tanı ve doğru eğitim uygulamaları ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtileri kontrol altına alınabilmekte, gelişim sağlanabilmekte ve bazı otizmli çocuklar ergenlik yaşına geldiklerinde akranları gibi yaşamlarına devam edebilmektedir.
Erken Tanı ve Erken Eğitimin Önemi
Tanı koyabilecek kişiler, yalnızca konunun uzmanı olan doktorlardır. Otizmli çocukların dış görünüşleri diğer çocuklardan farklı değildir. Ancak, davranışlarında belirgin farklılıklar vardır. Tanı, uzmanlar tarafından çocuğun gözlenmesi, gelişim testleri yapılması ve anne-babalara çocuğun gelişimi hakkında sorular sorulmasıyla konur. Otizmin belirtileri en erken yaşamın altıncı ayında fark edilebilirken, tanı 12 aylıktan itibaren konulabilir. Erken yaşta tanı konması, bir an önce eğitimin başlaması açısından oldukça önemlidir.
Ülkemizde otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk ve ergen psikiyatristleridir.
Çocuk ve ergen psikiyatrisi, çocukların ve ergenlerin zihinsel, duygusal ve davranışsal sorunlarını değerlendiren, tanı koyan ve tedavi eden bir tıp doktorudur. Çocuğunuzu gözler, sizinle görüşme yapar, tanı ölçütlerine göre çocuğunuzu değerlendirir, tıbbi muayenesini yapar ve tanısını koyar. Gerekirse tıbbi tetkik ve ilaç tedavisi önerir. İlaç, eğitime destek ve istenmeyen hareketleri/davranışları kontrol altına almak amacıyla verilir. Otizmin ilaçla tedavisi henüz mümkün değildir.
Değişiklikleri takip edebilmesi, gerekli düzenlemeleri yapabilmesi için düzenli aralıklarla (yılda bir ya da iki kez) çocuğunuzu çocuk ve ergen psikiyatristine götürmelisiniz.
Otizm Hakkında Sık Sorulan Sorular
Otizm hastalığı nedir?
Otizm, bireyin sosyal iletişim kurma ve davranış biçimlerinde farklılıklarla kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. Belirtiler arasında göz teması kurmama, konuşma gecikmesi, tekrarlayan hareketler ve sosyal etkileşimde zorluk yer alır.
Otizmli ne demek?
Otizmli kişi, nörogelişimsel bir bozukluk olan otizm hastalığına sahip kişiler için kullanılan bir ifadedir. Bu kişilerde göz teması kuramama, kendini düzgün ifade edememe ve sosyal ortamlardan çekinme gibi belirtiler görülür.
Otizm hastalığı nasıl anlaşılır?
Otizm hastalığı veya otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan kişiler genellikle sosyal iletişim ve etkileşim sorunları yaşar ve kısıtlı veya tekrarlayan davranış veya ilgi alanlarına sahiptir. Otizm spektrum bozukluğu olan kişilerin ayrıca farklı öğrenme, hareket etme veya dikkat etme biçimleri olabilir. Özellikle arkadaş edinmekte zorlanırlar.
Otizm ne zaman ortaya çıkar?
Otizm belirtileri genellikle 12 ile 36 ay arasında fark edilmeye başlar. Ancak bazı bebeklerde ilk 6 aydan itibaren farklılıklar görülebilir.
Otizm kaç yaşına kadar olur?
Otizm doğuştan gelir ve ömür boyu süren bir durumdur. Ancak belirtileri genellikle 3 yaşına kadar belirginleşir.
Otistik ve otizm farkı nedir?
"Otizm" tanı adıdır, "otistik" ise bu tanıya sahip bireyleri tanımlamak için kullanılan sıfattır. İkisi aynı duruma işaret eder, sadece kullanım bağlamı farklıdır.
Otizm doğuştan mı yoksa sonradan mı?
Otizm doğuştan gelen genetik ve nörolojik faktörlerle ilişkilidir. Sonradan ortaya çıkmaz, sadece belirtiler geç fark edilebilir.
Otizmde ortaya çıkan en yaygın belirtiler nelerdir?
Otizmli bireylerde en belirgin özelliklerden biri sosyal etkileşimde zorluklardır. Göz teması kurmaktan kaçınma, başkalarının duygularını anlamada güçlük çekme veya karşılıklı konuşmalarda sıra alma gibi temel sosyal becerilerde eksiklik görülebilir. Bazıları yalnız kalmayı tercih edebilir veya yaşıtlarıyla oyun oynamakta isteksiz olabilir.
Otizmin ilk belirtisi nedir?
Çocuğun ismine tepki vermemesi ve göz teması kurmaması en sık görülen ilk belirtilerdendir. Bu durum genellikle sosyal farkındalık eksikliğine işaret eder.
Otizm olup olmadığını nasıl anlarız?
Çocuğun sosyal, iletişimsel ve davranışsal gelişimi değerlendirilerek otizm riski anlaşılabilir. Tanı koymak için uzman görüşü gereklidir.
Otizmli çocukların hareketleri nasıl olur?
Otizmli çocuklar genellikle tekrarlayan hareketler yapar; el çırpma, dönme veya sallanma gibi davranışlar gösterirler. Bu hareketler belirli duygusal durumlarla tetiklenebilir.
Geçici otizm belirtileri nelerdir?
Bazı çocuklarda gelişimsel süreçte otizme benzeyen geçici davranışlar görülebilir. Ancak bu durumlar zamanla düzelir ve otizm tanısı almazlar.
Otizm genetik mi?
Evet, otizmin genetik yönü güçlüdür. Ailede otizmli bireylerin bulunması, riskin artmasına neden olabilir.
Otizm sonradan olur mu?
Otizm genellikle doğuştan gelir ve sonradan gelişmez. Ancak belirtilerin fark edilmesi zaman alabilir.
Sonradan otizm neden olur?
Otizm sonradan oluşmaz; sadece bazı durumlarda belirtiler geç fark edilebilir. Bu yanlış algı, genellikle gelişim geriliğiyle karıştırılmasından kaynaklanır.
Otizm doğuştan mı?
Evet, otizm doğuştan gelen nörolojik ve genetik nedenlerle ortaya çıkar. Belirtiler yaşamın ilk yıllarında fark edilmeye başlanır.
Otizm geçer mi?
Otizm tamamen geçmez, ancak erken tanı ve özel eğitimle bireyin yaşam kalitesi artırılabilir. Belirtiler zamanla hafifleyebilir.
